Oruç, beslenme düzeninin değişmesi ve uzun süre aç kalınması sonucu vücutta olumlu etkiler yaratır. Bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçek olan oruç, bazı uzmanlar tarafından vücudun yıllık detoksu olarak görülür. Hem bedenen hem de ruhsal olarak vücudun hızla değişmesine yardımcı olan bu ibadet, ilk haftada çoğu kişide yorgunluk ve uyku hali yaratır. Ancak bu durum aslında vücudun yenilenme sürecinde doğal olarak gerçekleşir. Altta herhangi bir kronik sağlık sorunu yoksa, orucun ilk günlerinde görülen halsizlik, yorgunluk ve sürekli esneme, vücudun toksinlerden arınmasıyla ilişkilidir.

Oruç tutarken ilk haftada yorgunluk ve uyku halinin sebepleri:

Oruç, vücudun dinlenme sürecinde hızla toksinleri atmasına yardımcı olur. Normalde bu süreç gece uykusu sırasında gerçekleşir, ancak sahurda yemek yenildiği için vücut bu işlemi tamamlayamaz. Gündüzleri açlık ve susuzluk nedeniyle vücut toksinleri daha hızlı bir şekilde atar ve bu da uyku haline neden olabilir.

Yorgunluk ve halsizlik genellikle 3 ile 7 gün arasında görülür. Bu süre zarfında vücut, toksin atmaya alıştıkça daha dinç hale gelir. Toksin atma süreci, sinir ve sindirim sistemlerini hızlandırır ve beyin de melatonin hormonu salgılamaya başlar. Bu nedenle oruç tutan kişiler bazen uykuya dalma eğiliminde olabilirler.

Bilimsel araştırmalar, bu süreçte vücudun sağlığını yeniden toparladığını ve oruç ibadetinin bedensel yenilenmeye katkı sağladığını göstermektedir.

Yorgunluğu önlemek için besin önerileri:

İftar ve sahurda yorgunluk, halsizlik ve uyku halini azaltmak için bazı besinlerin tüketilmesi önemlidir. Uzmanlar, vücudun toksin atma sürecini desteklemek için özellikle iftarda hurma, kayısı veya kuru incir gibi besinlerin yenmesini önerir.

Ayrıca magnezyum, potasyum ve sodyum açısından zengin olan yeşil sebzeler ve kuru baklagillerin sofrada bulunması gerekir. İftardan sonra bir adet elma veya armut da tercih edilebilir. Bu besinler vücudun ihtiyaç duyduğu enerji ve mineralleri sağlar.

Oruç tutarken ilk haftadaki yorgunluğu önlemenin yolları:

İftar ve sahur arasında toplamda 2,5 litre su içilmeye özen gösterilmelidir.

Sıvı alımını yalnızca kahve, meyve suyu ya da çayla sağlamamak gerekir. Bu tür içecekler, su tüketiminin yerine geçmemelidir. Ancak, yemekten bir saat sonra şekersiz Türk kahvesi veya çay içilebilir.

Yemekler yavaş yenmeli ve sindirimin kolay olması sağlanmalıdır.

İftardan sonra hafif yürüyüşler ve fiziksel hareketler yapılmalıdır.

İftar ile sahur arasında meyve ve bir avuç çiğ kuruyemiş tüketmek faydalıdır.

Asitli ve gazlı içeceklerden uzak durulmalı, aşırı tatlı tüketiminden kaçınılmalıdır.

Tatlı yerine dondurma tercih edilmelidir.

Sahurda yumurta, peynir, süt ve yoğurt gibi protein ve kalsiyum açısından zengin besinler tüketilerek vücudun ihtiyaçları karşılanmalıdır.